Paylaşmayı öğrenmek gerçekten zor. Hele de tek çocuksan. Herşey senin sonuçta. Çoğu zaman biriyle oynamak yada en sevdiğin oyuncağını oynasın diye başka bir çocuğa vermek zorunda değilsin. Kaldıki kardeşler bile bir oyuncağı paylaşamazken tek çocuğa bunu öğretmek dahada zor. Karşı tarafın evindeyken sorun yok. Onun oyuncaklarını isterken diretmiyor. Sorun kendi evinde çıkıyor. Eline almadığı oyuncaklar bile bir kıymetli bir kıymetli anlatamam. Usulünce anlatmaya birlikte oynamaya teşvik ediyorum. Hele bu haftasonu muayenehanede yaşadıklarımdan sonra.
Kızımız dilbaz evet. Diliyle sevdiriyor kendini çoğu zaman. Yaşından büyük laflar ediyor. Ama bir o kadarda kırılgan ve narin. Elindeki oyuncak kendinin olsa bile asla karşı tarafı inciterek almıyor elinden, yaptığı tek şey ağlamak. Hiç hoşlanmasamda ağlamaya başvuruyor hemen. Muayene sırası beklerken balküpüyle aynı yaşta olduklarını düşündüğüm bir kız çocuğuyla oyun odasında oynuyorlar. Balküpü elini neye atsa kız yanında bitiyor. Anlaşılmayan diliyle bir şeyler söylüyor. Ben birlikte oynamaları gerektiğini söylüyorum paylaşın diyorum, anne tüm bunları duyuyor ama oralıklı değil. Babayla birlikte gazete okuyorlar. Mantık, nasıl olsa kızı halleder üzülen çocuk onunki değil şeklinde işliyor. Bir değil, iki değil sonuçta başkasının çocuğunu azarlayamam yada kızamam en sonunda banada geliyorlar. Yine elindeki oyuncak alınınca ağlamaklı bir ses tonuyla anne yine elimden aldı diye geldi yanıma. Bende annenin duyacağı bir ses tonuyla 'o paylaşmayı bilmiyor sanırım birazdan gider sen oynarsın' şeklinde konuştum. Yaptığımın doğruluğunu tartışmıyorum ama annenin rahatlığı beni delirtti. Bu lafımdan sonra kızıyla ilgilenmeye başladı hanım efendi. Annesi ilgilenince durum değişti ve uyum içinde oynamaya başladılar.
Çocukların en büyük tartışmaları oyuncak yüzünden oluyor. Onların adaleti sağlama yada karşı tarafı ezme gibi bir terazileri yada değerlendirmeleri yok. Hele bu yaşta. Hepsi benim olsun diyorlar. Ama ebeveynler bu noktada işin içine girip doğruyu göstermeleri gerekir diye düşünüyorum. Paylaşmak başka nasıl öğrenilir ki??
Kızımız dilbaz evet. Diliyle sevdiriyor kendini çoğu zaman. Yaşından büyük laflar ediyor. Ama bir o kadarda kırılgan ve narin. Elindeki oyuncak kendinin olsa bile asla karşı tarafı inciterek almıyor elinden, yaptığı tek şey ağlamak. Hiç hoşlanmasamda ağlamaya başvuruyor hemen. Muayene sırası beklerken balküpüyle aynı yaşta olduklarını düşündüğüm bir kız çocuğuyla oyun odasında oynuyorlar. Balküpü elini neye atsa kız yanında bitiyor. Anlaşılmayan diliyle bir şeyler söylüyor. Ben birlikte oynamaları gerektiğini söylüyorum paylaşın diyorum, anne tüm bunları duyuyor ama oralıklı değil. Babayla birlikte gazete okuyorlar. Mantık, nasıl olsa kızı halleder üzülen çocuk onunki değil şeklinde işliyor. Bir değil, iki değil sonuçta başkasının çocuğunu azarlayamam yada kızamam en sonunda banada geliyorlar. Yine elindeki oyuncak alınınca ağlamaklı bir ses tonuyla anne yine elimden aldı diye geldi yanıma. Bende annenin duyacağı bir ses tonuyla 'o paylaşmayı bilmiyor sanırım birazdan gider sen oynarsın' şeklinde konuştum. Yaptığımın doğruluğunu tartışmıyorum ama annenin rahatlığı beni delirtti. Bu lafımdan sonra kızıyla ilgilenmeye başladı hanım efendi. Annesi ilgilenince durum değişti ve uyum içinde oynamaya başladılar.
Çocukların en büyük tartışmaları oyuncak yüzünden oluyor. Onların adaleti sağlama yada karşı tarafı ezme gibi bir terazileri yada değerlendirmeleri yok. Hele bu yaşta. Hepsi benim olsun diyorlar. Ama ebeveynler bu noktada işin içine girip doğruyu göstermeleri gerekir diye düşünüyorum. Paylaşmak başka nasıl öğrenilir ki??
Diğer anne hatalı bence. Önce paylaşmayı öğretecek bundan emin olduktan sonra müdahil olmaktan vageçecek. Yine de uzaktan takip edecek.
YanıtlaSilTabii ki oyuncağı ondan elıp Balküpü' ne vermeliydı demiyorum ama en azından uzaktan ilgilenip seninle iş birliğine baştan gitmeliydi. Hem kendisi hem çocuğu laf işitmezdi o zaman. Az bile söylemişsin. :((
Sevgiler canım...
Haftasonu katıldığımız bir oyun grubu vardı. Oradaki tüm anneler bu konuda o kadar hassastı ki çocuklar bir müddet sonra kendileri çözmeye başladılar bu işi. Öğretmenimiz düzenli uyarıyordu birlikte oynayalım diye. Bazı anneler için bu geçerli olmuyor malaesef ve böyle can sıkıcı mevzular yaşanıyor.
YanıtlaSil