12 Kasım 2012 Pazartesi

Git - Gel


Aceleci davrandığım sabahlardan biri. Bir yandan hazırlanıyor, bir yandan dil döküyorum küçük hanıma. Hadi kızım tuvalete gidip gel dedim. Yanımdan ayrıldı. Saniyeler sonra geri geldi. Hadi canım tuvaletin, dişlerin dedim. Gittim dedi. Nasıl bu kadar çabuk mu? dedim. Eee anne sen git gel dedin bende gidip geldim dedi :))

9 Ekim 2012 Salı




Sıkıca tutunduğumuz hayatlarda bir iz bırakma çabası. Bulutlar öyle davetkar ki uçmaya. Her şey bir hatıra olarak kalacak biliyorum. Yinede vazgeçmiyor insan aramaktan.

26 Eylül 2012 Çarşamba

Zaman..

Bilmiyorum ne kadar çok bu başlığı attığımı. Ne hızlı akıyor, ne çabuk geçiyor. Yazmalıyım yazmak bana iyi geliyor. Kısa kısa, zaman zaman...



18 Haziran 2012 Pazartesi

Proje

3 aylık bir proje çalışmasının meyveleri karşınızda...

Minareden İstanbul 2

Minareden İstanbul

Minareden İstanbul 3

Fotoğraflar Sultanahmet ve Süleymaniye camii minarelerinden çekildi.

18 Nisan 2012 Çarşamba

-5-

Kucağıma verdikleri gün seni, usul usul bir damla döküldü. Ben ki saatlerce ağlayacak potansiyele sahipken sessiz sedasız bir damla. Öyle naif, öyle ince, öyle biricik. Hayatın tüm korkularına rağmen bana umut ışık saçıyorsun meleğim. Dünyamı, dünyayı yaşanabilir kılıyorsun. Doğruyu, erdemi, duayı, şükrü bana tekrar tekrar öğretiyorsun. Herhangi bir şey hakkında, olmasını istediğin bir şey de 'ne zaman?' sorusuna verdiğim bilmiyorum tatlım beklemeliyiz cevabıma 'ben Allah'a dua ettim, o çocukların duasını kabul eder' diyorsun ya nasıl eriyor içim bilemezsin. Çabuk kızıp, çabuk sakinleşiyorsun. Saçlarını farklı bağladığımızda yada yeni bir kıyafetle okula gittiğinde nasıl mutlu ve heyecanlı oluyorsun anlatamam. Arabadan inerken babana üflediğin öpücük, merdivenlerden çıkarken bana attığın gülücük  nasıl huzurlu. En yakın arkadaşın aynalar, sürekli önündesin. Dönen eteklerse tek vazgeçilmezin. Süt dişlerin dökülmeye başladı, arkadaşlarınla yarışıyorsun önce kimin dişi düşecek diye. Ara sıra bir kardeşin olmasını istiyorsun, bazende bu fikirden vazgeçiyorsun. Matematiği çok seviyorsun, başaramadığın şeyler seni çılgına çeviriyor. Sabırla tekrar tekrar denemeyi öğreniyorsun. Biz olmadan yapabildiğin her şey seni daha bir memnun ediyor, mesela anneannede tek başına kalmak gibi.
Geçmiş yıllara göre daha sosyal ve uyumlusun. Haksızlığa ve yanlış yapılmasına tahammülün yok öğretmenin sürekli itiraz halinde olduğundan bahsediyor :)

Büyüyorsun meleğim, hızla hemde. 5 yaşındasın sen kabul etmesen de :) Evimizin neşesi, hayat enerjimizsin. Çokça şükrediyorum Yaradana seni bize verdiği için. Ömrün uzun, huzurlu ve mutlu olsun bebeğim. 

Nice yıllara...

Untitled

13 Mart 2012 Salı

One - Gölü


Televizyonda Van gölünü anlatan bir belgesel izliyoruz. Almina o sırada başka bir şeyle ilgileniyor. Dönüp ona bak burası Van gölü dedim. Kısa bir ara baktı ve kafasını çevirerek parmaklarıyla saymaya başladı. One gölü, two gölü, three gölü... şeklinde. Önce şaşkınlıkla ne yapmaya çalıştığını anlamadık. Sonrasında kocaman bir kahkaha patlattık. Sanırım uzun yıllar hatırlayıp güleceğimiz yeni bir anımız oldu :)

23 Şubat 2012 Perşembe

B

C

D

E

A

Hikayesi yok bu fotoğrafların. Mutfak masasında otururken oldu her şey. O su döktü ben çektim. Bana güzel pozlar verirken çok eğlendim.

Gülen yüzün hiç solmasın prensesim...

22 Şubat 2012 Çarşamba



''sana içlensin şimdi o melekler
sende dursun akrep ve yelkovan
içimdeki en acı suların bile şimdi bir tadı var''

17 Şubat 2012 Cuma

Bazen...


Bazen;
Daha fazla kursa gitmek, daha fazla şey öğrenmek istiyorum.
Evde oturup örgü örmek, dikiş dikmek istiyorum.
Daha çok gezip, daha çok fotoğraf çekmek istiyorum.
Evi düzenlemek, fazlalıkları atmak istiyorum.
Kızıma daha çok zaman ayırmak, anne kız günleri ve saatlerinin sayısını çoğaltmak istiyorum.
Arkadaşlarımla, ailemle ve sevdiklerimle daha çok vakit geçirmek istiyorum. 
İşe haftanın 3 günü gelmek istiyorum (iç ses çalışmadan yapamıyorsun dimi? )
Daha çok kitap okumak istiyorum.
Zihnimi temizlemek çer çöp ne varsa atmak istiyorum. 


Belki de bu istediklerimi herkes istiyor fakat ben bazen hepsini aynı anda yapmak istiyorum. Böylece yaşarken değil düşünürken yorulup vazgeçiyorum.


Daha sakin olmalıyım, aceleciliğimden, her şeye yetişmek zorundaymışım hissinden kurtulmalıyım !!! 


Kar



8 Şubat 2012 Çarşamba

Bütün Hayvanların Arkadaşı Elif

IMG_0365

page

page1

page3

page4

page5

Almina'nın yarı yıl ödevi. Resimleri okulda öğretmeni yaptırıp, üzerine çeşitli hayvanlar yapıştırmış. Bizden de Almina'ya ait hikayeyi bilgisayar çıktısı olarak çıkartıp uygun yerlere yapıştırmamız istendi. Büyük keyif aldık. Hikaye ve başlık hiç dokunulmamış haliyle kuzucuğuma ait. Umarım ruhu da resimleri gibi rengarenktir :)..

24 Ocak 2012 Salı

Yeni Bir Yaş

Bazı doğum günlerimde bir karamsarlık çemberi sarar beni içime kapanırım git gide. Sorgularım bolca tekrar ederim geçmişi. Bazılarında ise 18 yaşımın heyecanı sarar tüm benliğimi, eteklerim uçuş uçuştur adeta tıpkı dün gibi. Müjdeli haberler, kitabını ve en sevdiği yüzüğünü annesine hediye eden kızım, her ana sürprizler sığdıran eşim, mesajlarıyla ve telefonlarıyla günümü anlamlandıran sevdiklerim. Böylesi güzel günlerde insan hep içinden tekrar ediyor ''iyi ki doğdum'' :)) Şükür böylesi güzel insanları hayatıma yerleştirene...

IMG_0315

23 Ocak ....


20 Ocak 2012 Cuma

...

Şükür vesilesi öyle çok şey var ki. Umutlarımızı diri tutan, zorlukların arkasındaki kolaylıkları gösteren. Bizi mucizelere şahit kılana sonsuz şükürler olsun.

Sevdiklerinizle mutlu, huzurlu geçireceğiniz bir hafta sonu dilerim :) 

19 Ocak 2012 Perşembe

Öksürdüm yahu...


Sabah saçını tararken öksürdüm. Bir hışımla döndü bana, bana doğru öksürme verem mikrobu bulaştırırsın dedi. Verem olmadığımı :) o yüzden verem mikrobu bulaştırmayacağımı. Bizlerin aşılı olduğumuzu anlattım. Pek inandırıcı gelmedi sanırım 'Dilek öğretmenim öksürünce bulaşacağını, öksürükle beraber mikropların havada dolaştığını söyledi' dedi. Sabah sabah beni veremli ilan etti :). Sonrasında aşıyı ne zaman olduğunu, ağlayıp ağlamadığını ve buna benzer bir dolu soru sordu. Epeyce formundaydı. Bu haftanın konusunun bulaşıcı hastalıklar ve aşılar olduğunu bilseydim daha önceden çalışırdım dersime :)

IMG_0343

Ps: Kendini aynada çekmeye çalışan minik fotoğrafçı :)

18 Ocak 2012 Çarşamba

Zaman...


Geçmiş zamanlara ait çeteleler tutmak.
Geçirdiğim zorlu günleri hatırlayarak şükretmek.
Büyümek, büyümek ve hep çocuk kalmak.
Her gün yeni bir yenilik ve daha sakin bir annelik.
İçimde sular durgun, sessiz sakin üstelik. Değişiyor muyum ne? :)
Gecelerin sabahları, sabahların geceleri hızlı takibi hafızamı yoruyor aslında. Bu sakinliğime inat, hızla giden günleri yakalayamamak.
5 saat beklemek soğuk koridorlarda en sevdiklerinle en sevdiğini geçmişe ait hep bu his acıtacak içimi. Sonra bugün dönüp bakınca ardına ben ne kadar güçlüymüşüm diyebilmek. Dua etmek bol bol bir daha hiç yaşamamak adına ve şükretmek geçen dört yıldan sonra her dakikaya. Anneler üzülmesin, anneler üzülmesin....

IMG_0336

IMG_0333

IMG_0334

12 Ocak 2012 Perşembe


IMG_0198

Hayat su gibi hızla akıp gidiyor ve ben güneşli günleri çok seviyorum...


5 Ocak 2012 Perşembe

Dönemsel...

Her günüm aynı değil. Kimi günler oldukça neşeli, kimi günler sebebi olmadan suçu havalara atarak keyifsiz oluyorum. Hatta neye kızgın olduğumu bilmeden sinirli olduğumu düşündüğüm günler bile var. İşte o da öyle kimi günler çok kibar sakin bir kedi yavrusu gibi sokulup sevilmek için can atıyor. Beni duyuyor anlıyor hatta sakinleştiriyor. Kimi günlerde son günlerde olduğu gibi çok sinirli ve inatçı.

Herşeye ama herşeye ağlıyor. Kendi isteğinin olması için sonsuz bir caba sarfediyor. Ne zaman bu yolla bir şey elde edemeyeceğini anlayınca ortalık sakinleşiyor. Deniyor, sınırlarını öğrenmeye çalışıyor, tepkilerimizi ölçmeye çalışıyor hepsi normal süreçler ama anne baba olarak böylesi günlerde sağ duyuyu kaybetmemek, onu anlayabildiğimizi sevgimizi göstermek güçleşiyor. Geçen bir blogda okudum sanırım ''annelik gönüllü vicdan azabı çekmektir '' yazıyordu. O uyuduktan sonra yada okuldayken kendini sorgulamak çok can sıkıcı...

IMG_0016

3 Ocak 2012 Salı

Bazı fotoğraflar var ki benim kelimelerle sayfalarca sürecek kendimi ifade etmelerimi bir çırpıda hissettiriyor. İşte ben diyorum, o karelerde bir yerdeyim beni görmemen hissetmemen mümkün değil. Sanırım bu nedenle seviyorum fotoğraf çekmeyi. Bide benden başka kendini bu karelerde gören olursa işte o zaman ne mutlu bana :)

Geçiyordum hayatın içinden...

Gölgem düşer yeryüzüne...