24 Ocak 2014 Cuma

Ne uzun zaman... Niye mi yazmadım ? bilmiyorum... Niye yazıyorum ? bilmiyorum. Beynimin içi karma karışık bir tek onu biliyorum. Herkesin de böyle mi acaba ? Hiç bir saniye susmayan bir beyin. İlla düşünecek bir şey bulacak. Yazarken bile hissediyorum bunu. Beynim parmaklarımdan önce davranıyor ve kelimeler abuk subuk bir hal alıyor.

Yorgunum düşünmekten. Neyi mi? en gereksiz şeyleri. Asla değiştiremeyeceklerimi. Sahip olduğumu sanıp aslında sahibi olmadıklarımı. Biraz cesaret lazım şimdi bana. Yazmak için ve dökmek için eteğindeki taşları.

Bazı şeyler dalgalı... Deniz, düşüncelerim, ruhum... Durgun bir su gibi yaşayanlara hayranım.

Ama ben en iyi neyi beceriyorum biliyor musun? Gülümsemeyi... Ciddiyetine çarptığım insanlar garipsese de ben seviyorum işte...


12 Kasım 2012 Pazartesi

Git - Gel


Aceleci davrandığım sabahlardan biri. Bir yandan hazırlanıyor, bir yandan dil döküyorum küçük hanıma. Hadi kızım tuvalete gidip gel dedim. Yanımdan ayrıldı. Saniyeler sonra geri geldi. Hadi canım tuvaletin, dişlerin dedim. Gittim dedi. Nasıl bu kadar çabuk mu? dedim. Eee anne sen git gel dedin bende gidip geldim dedi :))

9 Ekim 2012 Salı




Sıkıca tutunduğumuz hayatlarda bir iz bırakma çabası. Bulutlar öyle davetkar ki uçmaya. Her şey bir hatıra olarak kalacak biliyorum. Yinede vazgeçmiyor insan aramaktan.

26 Eylül 2012 Çarşamba

Zaman..

Bilmiyorum ne kadar çok bu başlığı attığımı. Ne hızlı akıyor, ne çabuk geçiyor. Yazmalıyım yazmak bana iyi geliyor. Kısa kısa, zaman zaman...



18 Haziran 2012 Pazartesi

Proje

3 aylık bir proje çalışmasının meyveleri karşınızda...

Minareden İstanbul 2

Minareden İstanbul

Minareden İstanbul 3

Fotoğraflar Sultanahmet ve Süleymaniye camii minarelerinden çekildi.

18 Nisan 2012 Çarşamba

-5-

Kucağıma verdikleri gün seni, usul usul bir damla döküldü. Ben ki saatlerce ağlayacak potansiyele sahipken sessiz sedasız bir damla. Öyle naif, öyle ince, öyle biricik. Hayatın tüm korkularına rağmen bana umut ışık saçıyorsun meleğim. Dünyamı, dünyayı yaşanabilir kılıyorsun. Doğruyu, erdemi, duayı, şükrü bana tekrar tekrar öğretiyorsun. Herhangi bir şey hakkında, olmasını istediğin bir şey de 'ne zaman?' sorusuna verdiğim bilmiyorum tatlım beklemeliyiz cevabıma 'ben Allah'a dua ettim, o çocukların duasını kabul eder' diyorsun ya nasıl eriyor içim bilemezsin. Çabuk kızıp, çabuk sakinleşiyorsun. Saçlarını farklı bağladığımızda yada yeni bir kıyafetle okula gittiğinde nasıl mutlu ve heyecanlı oluyorsun anlatamam. Arabadan inerken babana üflediğin öpücük, merdivenlerden çıkarken bana attığın gülücük  nasıl huzurlu. En yakın arkadaşın aynalar, sürekli önündesin. Dönen eteklerse tek vazgeçilmezin. Süt dişlerin dökülmeye başladı, arkadaşlarınla yarışıyorsun önce kimin dişi düşecek diye. Ara sıra bir kardeşin olmasını istiyorsun, bazende bu fikirden vazgeçiyorsun. Matematiği çok seviyorsun, başaramadığın şeyler seni çılgına çeviriyor. Sabırla tekrar tekrar denemeyi öğreniyorsun. Biz olmadan yapabildiğin her şey seni daha bir memnun ediyor, mesela anneannede tek başına kalmak gibi.
Geçmiş yıllara göre daha sosyal ve uyumlusun. Haksızlığa ve yanlış yapılmasına tahammülün yok öğretmenin sürekli itiraz halinde olduğundan bahsediyor :)

Büyüyorsun meleğim, hızla hemde. 5 yaşındasın sen kabul etmesen de :) Evimizin neşesi, hayat enerjimizsin. Çokça şükrediyorum Yaradana seni bize verdiği için. Ömrün uzun, huzurlu ve mutlu olsun bebeğim. 

Nice yıllara...

Untitled