8 Mart 2010 Pazartesi

İstanbul çekilmiyor...

Her geçen gün yoruyor insanı.

- Şöyle yatağından dinlenmiş olarak kalkan varmı
- Aldığı nefesi ciğerlerinde hisseden
- Hiç bir yanının ağrıdığından şikayet etmeyen
- Bir yerden, bir yere gitmek için saatlerini yolda harcamayan
- Pazar kıvamındaki alışveriş merkezlerinde başı dönmeyip, karnı ağrımayan
- Ruh hali dengede olan

Suç kime bulsam şaşırdım.

Yattığım yatağa mı?,
İstanbul'un karmaşasına mı?,
Havaların abukluğuna mı?
4 mevsim yaz yaşayacağım bir yere göç etmem lazım sanırım...

Düşündümde kızımın o pamuk ayakları çıplak, çimlerde sereserpe yatsak.

Temiz havayı çeksek ciğerlerimize.

Resimler yapsak.

Çok mu şey istiyorum acaba....

4 yorum:

  1. aslında yaşadığımız yerde değil bizde biraz hata! keşmekeşe karmaşaya fazla kaptırıyoruz kendimizi minik kaçamaklar fırsatlar yaratıp doğadan faydalanabiliriz ama zaman yokki:))

    YanıtlaSil
  2. Ben de artık tam manasıyla yaşlandım diye üzülüyordum. Yaşlandım ve hareketsizlikten paslandım. Ama bakıyorum da senin gibi yaşamını çalışarak, çocuğuyla ilgilenerek dolduran gencecik bir anne de hemen hemen aynı şeylerden şikayetçi.
    Kabahat zamanını şaşıran baharda sanırım. Ama geçecek. Seni temin ederim ki geçecek...
    Sevgiler canım...

    YanıtlaSil
  3. Figen çalışan anneye zaman o kadar kısıtlı ki. Beceren nasıl yapıyor bilmiyorum. Ama bende yok o beceri...

    YanıtlaSil
  4. Asuman abla kimle konuşsam aynı mevzulardan bahsediyor. Yaşlanmadın yani hepimiz aynıyız. Kış sonu bahar bir yüzünü gösterirse tam manasıyla bizde kavuşuruz belki enerjimize..

    Öpüyorum sevgiler...

    YanıtlaSil