20 Nisan 2010 Salı

Ağlamak...

Çok düşüyoruz belki üstüne. Büyüklerin değimiyle yorulduğu yere han kuruyoruz. Bir çocuğu yetiştiriken hiç bir şey günlük güneşlik değil. Birde her türlü değişimden azami dercede etkilenen bir çocuğunuz varsa. İstemesi dert değil. Söylemeside. Ama şu ağlamak yokmu tüm sabrımı, takatimi alıp götürüyor. En ufak istekler bile ağlanarak söyleniyor. Kızım ağlamadan söyle bak biz seni dinliyoruz. Güzelce söylemen yeterli. Yok yok o nemli gözleri tamam ağlamıyorum diyor ama akan yaşlara herkes şahit. En son hastalığımızdan sonra doktorumuz uyardı. Kısa zamanda okula başlaması konusunda. Mayıs başı itibari ile başlıyoruz. Belki okul birazda olsa düzene girmesini sağlar. Okula alışma sürecide başka bir seromoni tabiki. Güç ve kuvvet istiyorum kendime buna ihtiyacım var...

3 yorum:

  1. Çalışan bir arkadaşımın çocuğuna anneannesi ve dedesi bakıyordu.Gerçekten çok seviyorlar ve alabildiğine de şımartıyorlardı. Kadıncağız çocuğun her istediğini pişirir dede her istediği yere götürürdü. Arkadaşım iş dönüşü sever ve oynardı sadece.Hafta sonu çocuğun işleriyle doğal olarak ilgilenir yorulur, çocuk da sürekli babaannenin ihtimamını ister surat asardı. Anne biraz şikayet etti mi kayınvalide doğu şivesiyle "çocuk yetiştirmek yalnız öpmah sevmahdan ibaret değildir.Yorulunca hemen suratınız düşüyor" derdi.Senin anlattığın başka bir şey ama biraz gülersin belki diye yazdım. Bu arada arkadaşım şimdi kendi torunlarına bakıyor:))

    YanıtlaSil
  2. Bir ağlama var ki, onu yapınca gözümün önüne perde iniyor, aklım duruyor sanki. Ama sıklığı gitgide azalıyor.

    YanıtlaSil
  3. Umud ediyorum bende günbe gün azalmasını...

    YanıtlaSil