27 Nisan 2011 Çarşamba

Kendime sesleniyorum!

Rüzgarlarla uçuşuyor zihnimdekiler. Kahverengi bir pardesü sırtımdaki deniz kıyısı yürüyorum, ıslak kumlara bata çıka. Rüzgar uçuruyor bedenimi. Sıkı sıkıya sarmışım benliğimi. Uçmamak için çabalarken bedenim, zihnim uçurmaya çalışıyor geçmişin izlerini. Ben çabaladıkça hiç gitmiyor sanki. Rüzgara karşı yürümek imkansızı istemek gibi aslında. Çabalamak hiç bıkmadan, hemde gözlerin kum tanecikleriyle dolu açamazken.

Dualar değişir, mevsim değişir, ellerim değişir. Vazgeçersin zaman zaman. Son anlık bir duygu gelir. Zihninde bir kare belirir. Şimşekler çakmaz gökyüzünde fakat gözlerinde birikmiştir yağmurlar. Çözmek, çözmeye çalışmak ne mümkün kendini. Herkese yakın bir kendine yabancı bu kelimeler. Boşluğa konuşmak gibi. Delirmek gibi tekrar et sürekli kendini...

Yazmıyorum tekrar olmasın diye, yazıyorum rahatlayayım diye. Bu bir dertleşme, bu bir çelişki.. Kim bilir bu bir hastalık belki...

PS: Okurken bu müzik eşliğinde okuyun lütfen, ben yazarken aynını yaptım :)

4 yorum:

  1. Müzikle beraber okuyunca duygular ne kadar daha belirginlesiyor..

    YanıtlaSil
  2. Sadece anladığımı söyleyebiliyorum.
    Bir küçük ilave belki: Sadece duy ve yaşa, adını koymaya çalışma.

    YanıtlaSil
  3. akışa bıraksak kendimizi belki rahatlarız.

    YanıtlaSil