Bakmakla, görmek – bakmakla , hissetmek arasında çok ince bir çizgi var. Derinlerde bişey arar gibi bu bakışlar. Aradığını bulmaya çalışır gibi. İçerilere işleyen. Gözden göze bir yol çizmek ister gibi. Biraz inat sanki, biraz kavgalı. Fark etmediğin bir yara izi. Derinlerde ne var bilinmez ki. Yaşamak korkutur bazen, korkularının şiddetinde sağ kalmaya çalışırsın. Göz yaşların iner yüreğine ince bir sızı gibi. İşte beklemek zor gelir sabırsız yüreklere.
Bazı anları daha yaşamadan hissedersin. Yüreğine gelir oturur. Anlam vermesin. Hep böyle değil midir söylesene? Gün ışığı gibi ortada duran, gözlerin gördüğü. Bilmek ne büyük yük. Hepimiz bu yükü taşımaya gönüllü. Yazılmışsa bizden önce yazı, kaçsak ne yazar şimdi?...
30/12/2010
Bilmek pek iyi, pek ala da.. faydasız bilgi başa bela!
YanıtlaSilNeden bilmem, bu yazın ağlattı beni. Her cümlesi ayrı tanıdık sanki.
YanıtlaSilDeli Anne; haklısın canım faydasız ilim başa bela.
YanıtlaSilAsuman abla, üzüldüm şimdi ağlamana sebebiyet verdiğim için. Bir yanımda ortak duyguda buluştuğumuz için mutlu. Yazarken ağlamaklıydım bende :)